Loading...

Besin Elementi eksikliği


BESLENME BOZUKLUKLARI

Beslenme Bozuklukları

Azot (N) :
   Azot noksanlığında, yaprak rengi önce açık yeşil, daha sonra sarı olur. Genç sürgünler, yaprak ve salkım sapları pembeleşir veya kızarır. Sürgün büyümesi azalır. Açık kahverengi adacıklar şeklindeki ölü doku, yaprakta ana damarlar arasında görülür. Taneler küçük kalabilir, yapraklardan meyvelere azot taşınası olmadığından salkımlardaki renk değişimi de karakteristiktir. Uzun süren soğuk ve nemli havanın yarattığı nekrozlar ile mekanik zararlanmalar ve kök zararlılarının neden olduğu simptomlar azot noksanlığı ile karıştırmamalıdır.
    Azot fazlalığında sürgünler aşırı uzar ve genişler, yapraklar koyu yeşil, ince ve bazen de kaşık şeklini alır. Ancak bağ, aşırı azota toleranslıdır (Şekil 64).

Azotun doğadaki kaynağı atmosferdir. Toprak da bulunan azot çeşitli yollarla alt toprağa  geçmiştir. Toprağı oluşturan materyalde azot bulunmadığı için, ayrıca atmosferden toprağa geçmiş olan azot da toprak da iyi bir

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 şekilde depolanma kabiliyetinde olmadığı için, toprakların azot içerikleri genellikle düşüktür. Toprakta bulunan azotun ana deposu organik maddedir. Organik maddeye bağlı bulunan azot ise bitkilerin hemen alabileceği durumda değildir. Bununla beraber organik maddenin zamanla parçalanması neticesinde içinde bulunan azot dan bitkiler faydalanabilir. Dünya topraklarının büyük bölümünde azot noksandır. Özellikle organik madde miktarı çok düşük olan ülkemiz toprakları azot bakımından oldukça fakirdir. Bu nedenle azotlu gübrelemeye sürekli olarak ihtiyaç duyulmaktadır.

 

 

Azot bitkide birçok önemli organik bileşiğin yapısında yer alır. Proteinler, amino asitleri, nükleik asitler, enzimler, klorofil, ATP, ADP azot içeren önemli organik bileşiklerdir. Bitkide yeni hücrelerin ölçümü için azot gereklidir.

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

Azot noksanlığında, bitkilerde büyüme oranı düşer. Yani bitkinin büyümesi yavaşlar. Bitki küçük kalır. Sürgün sayısı azdır ve sürgün boyu normalden kısa olur. Yapraklar küçülür ve yaşlı yapraklarda vaktinden önce dökülme görülür. Kök gelişmesi ve özellikle köklerde dallanma zayıflar.

 

Azotun yetersizliğinde bitkilerin genel görünümleri koyu ve canlı yeşil yerine, acık yeşil bir haldedir. Noksanlığın daha ciddi boyutlarda olması halinde, yapraklarda kloroz görülür. Azot noksanlığında yapraklarda görülen kloroz, bütün yaprağın homojen olarak sararması şeklinde ortaya çıkar. Sararma ilk önce yaşlı yapraklarda görülür. Bu nedenle akandan aşağı doğru renk açılır ve sararır. Noksanlığın ileri devresinde ve çok şiddetli olması durumunda yapraklarda nekrozlarda görülebilir.

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

Azot noksanlığı bitkinin özellikle vegetatif gelişmesini olumsuz etkiler. Yaprak, gövde sistemi oldukça zayıf olur. Vegetatif gelişme periyodu kısalır, bitkiler erken olgulaşır. Erken çiçek açar. Erken yaşlanma, azotun sitokinin sentezi ve taşınması üzerine olan etkisinden kaynaklanmaktadır. Sitokinin bitkinin kuvvetli büyümesini ve genç dönemi daha uzun sure kalmasını sağlayan bir hormondur. Azot noksanlığında bu hormonun azalması bitkinin erken yaşlanmasına, diğer bir deyişle vegetatif gelişme periyodunun kısa olmasına neden olur.

 

Tahıllarda azot noksanlığında bitkiler ince, zayıf ve kısa boylu olurlar. Tarların genel görünümü açık yeşil veya sarımsı yeşil renklidir. Yaşlı yapraklar uçlardan başlayarak sarıya döner, bazen kahverengileşir, sonunda solarak erken ölürler. Gövdenin alt kısmı genellikle kırmızımsı renk değişimi gösterir. Kardeşlenme zayıftır, hatta noksanlık çok, şiddetli ise kardeşlenme hiç olmaz. Başaklar küçük kalırlar.

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

Mısır bitkisi azot noksanlığını çok belirgin bir şekilde gösteren bir bitkidir. Bitkiler sarımsı yeşil renkli olurlar. Yaşlı yapraklar sarıya döner, uçlardan başlayarak ana damar boyunca ilerleyen bir solgunluk görülür. Gövde kısa ve ince kalır.

 

Baklagil bitkileri, Rhizobium bakterileri aracılığı ile, havadan azot fikse etme kabiliyetinde olduklarından ötürü, azot noksanlığından fazla etkilenmezler. Bununla birlikte, eğer bir baklagil bitkisi açık yeşil görünümlü ve yaşlı yapraklar erken sararıyor ise, ya nodül oluşmadığı veya nodüllerin effektif olmadığı düşünülmelidir.

 

Domateste azot noksanlığı yaprakların küçük kalmasına, açık yeşil ve sarımsı renk almalarına, ileri aşamada kahverengine dönerek solmasına sebep olur. Bitki sert ve dik bir görünümdedir. Gövde ince, sert ve lifsi bir yapıdadır. Çiçekler ekseriya olgunlaşmadan dökülürler. Meyveler normalden küçük olurlar ve kızarmadan önce

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 uzun bir sure açık yeşil renkli kalırlar.

 

 

Salatalık bitkisinde azot noksanlığında, gövde ince, sert ve lifsi yapılı olur. Yapraklar genelde açık yeşil renkli, özellikle yaşlı yapraklar sarımsı olurlar. Meyveler kısa, açık yeşil renkli ve çiçek burnu büzülmüş vaziyette olur.

 

Marul büyüme gerilemesinden cüce bir görünümdedir. Ekseriya göbek doldurur Yapraklar açık yeşil, yaşlı yapraklar ise önce sarıya, sonra kahverengine döner ve sola erken ölürler. Bazı marul çeşitlerinde morumsu veya kahvemsi lekeler görülebilir.

 

Soğan kısa kalır fakat dik bir görünümdedirler. Yapraklar açık yeşil renklidir, uçlardan başlayarak yayılan sararma görülür ve erken ölürler.

 

Narenciyede sürekli azot noksanlığı ağaçların büyüyememesine neden olur. Donemdeki azot noksanlığı yaprakların

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 açık yeşil renkli ve sarı olması ile kendini gösterir. Sürgünler kısa, zayıf, ince olur ve ağacın değişik yerlerinde düzensiz bir şekilde
sürgünlerde ölme görülür. Meyveler küçük, açık renkli, kalın kabuklu olur ve erken olgunlaşır.

 

 

Elma ağaçlarında yapraklar küçük, dar, açık yeşil renkli olur. Yaşlı yapraklar sarımsı portakal renkli veya kırmızımsı mor renkli olabilir ve erken dökülürler. Yaprak sapları dal ile dar açı oluşturacak şekilde bir görünümdedir, ince ve kısadır ve eğer noksanlık çok şiddetli ise sapları öldüğü görülür. Sürgün gelişimi zayıftır. Tomurcuk ve çiçek sayısı az, çiçeklerin döllenme suresi kısadır. Meyveler olgunlaşmadan renklenirler.

 

Armut, kiraz ve erik de azot noksanlığının simptomları elmadakine benzemektedir.  Kirazda meyveler koyu renkli olurlar.

 

Kaysıda yapraklar kısa ve sarımsı yeşil renkli olurlar. Dallar ince gelişirler. Genellikle çiçek bol olmakla birlikte, meyve sayısı az ve meyveler küçük olur.

 

Şeftalide dal ve sürgünler kısa ve zayıf, kabuklan kahvemsi ve morumsu renkli olur. Yapraklar sarımsı yeşil renkli, yaşlı yapraklar kırmızımsı sarı ve bazen nekrozludurlar. Erken yaprak dökümü olur. Meyveler küçük ve ekseri bozuk şekillidirler.

 

Asma yaprakları yeşil renklerini kaybederek açık yeşil ve sarıya döner. Yaprak kenarları nekrozlu ve aşağı doğru kıvrık olur. Yaprak sapları pembemsi bir renktedir. Sürgünler zayıf, uçlar solgun vaziyettedir.

 

Çilek de azot noksanlığı gelişmeyi çok zayıflatır. Yapraklar sarımsı yeşil renkli ve küçük olurlar. Yaprak sapları sert ve yukarı doğru dik vaziyettedir. Stolon sayısı az olur. Yaşlı yapraklar kırmızı tonlu renklere döner. Yaprak kenar dişleri en önce renk değiştirir ve ölürler. İz element noksanlıklarına benzer şekilde, yaprak damarlan yeşil renklerini bir sure korurlar. Çiçeklenme ve meyve tutumu azalır ve meyveler küçük kalırlar.

 

Azot Fazlalığı

Aşırı azotlu gübreleme ile bitkide azot fazlalığı yaratırsa bunun da çeşitli zararları vardır. Aynı azotlu gübreleme bitkinin vegetatif gelişme periyodunu uzatır, çiçeklenmeyi geciktirir. Vegetatif aksam yani yaprak, dal, sürgün miktarı fazla ve iri, geniş, uzun olurlar. Buna karşılık bitkinin generatif gelişmesi zayıf kalır. Dolaysıyla azot fazlalığında başlangıç da bitkilerin genel durumu göze iyi görünse bile, ürün miktarı az olacaktır. Ancak ot için yetiştirilen bitkiler bundan istisnadır.

 

Azot fazlalığı şeker sentezini azaltır, bu nedenle pancarda aynı azotlu gübrelemeden özellikle kaçınılmalıdır. Ayrıca amino azotunun birikmesi nedeniyle şekerin ekstraksiyonu da güçleşir.

 

Aşırı fazla azot, bitkilerde çeşitli simptomların da ortaya çıkmasına neden olur. Örneğin örtü altında yetiştirilen hıyar bitkisi yapraklarında fazla azotun simptomlarına sık rastlanmaktadır. Simptomların özelliği azotun formuna göre de değişmektedir. Amonyum fazlalığı hıyar yapraklarında beyazımsı kahve nekrozlar oluşurken, nitrat fazlalığında nekrozlar daha koyu kahvedirler. Nekrozlu bölgeler arasında renk koyu yeşildir. İleri durumlarda yaprak kenarları aşağı doğru kıvrılır ve sonunda ölürler.

 

Domateste azot fazlalığında yapraklar fazla geniş ve uçlan aşağı doğru kıvrık olur. Meyveler güç olgunlaşır, renkleri açık olur. Amonyum azotu fazlalığı gövdede yanmalara ve çökmelere neden olur.

 

Marulda nitrat fazlalığı uç yanıklığı yapar. Bu görüntü klor toksisitesinin yarattığı görüntüye benzer. Özellikle molibden noksanlığı durumunda nitratın uç yanıklığı etkisi daha belirgin olur.

 

Azot fazlalığı meyvelerde geç olgunlaşmaya neden olur. Bazen erken meyve dökümü görülür. Meyvelerin depolanma kabiliyeti oldukça zayıftır. Depo hastalıklarından fazla zarar görürler.

 

 

 

sekil 064.gif (44943 bytes)

Şekil 64. Asmada azot noksanlığı ve fazlalığı

 


Fosfor (P) :
    Fosfor noksanlığı sık rastlanmayan bir beslenme bozukluğudur. Noksanlığında sürgün ve kök büyümesi azalır, yapraklar küçük ve koyu yeşildir. Şiddetli noksanlıklarda ise yapraklar kızarır, noktalar şeklinde lekeler görülür.
    Fosfor fazlalığı ise çinko ve demir noksanlıklarında söz konusu olur.

Toprakta bulunan fosforun başta gelen kaynağı kaya ve minerallerdir. Kaya ve minerallerin parçalanması  ile

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 serbest hale gelen fosfor bitkiler tarafından kullanılabilir. Ayrıca organik maddenin yapısında da fosfor bulunduğu için toprakta organik fosfor bileşikleride bulunmaktadır.

 

 

Toprakta fosforun çok büyük bir kısmi bitkilerin yararlanamayacağı formda bulunur. Gerek inorganik gerekse organik fosfor bileşiklerinde bulunan fosfordan bitkilerin faydalanabilmesi için bunların parçalanarak fosforun, fosfat anyonlan haline dönüşmesi gerekmektedir. Serbest halde bulunan fosfat anyonlarından bitkiler kolay yararlanmakla beraber, birçok toprak da fosfat anyonlarının serbest halde kalabilmesi güçtür. Gübrelerle verilen fosforun dahi

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 büyük bölümü hızla bitkilerin faydalanamayacağı formlara dönüşebilmektedir. Özellikle kireçli ve pH'i yüksek topraklarla, fazla derecede asit topraklarda bitkilerin fosfordan faydalanması zordur.

 

 

Fosfor bitkide çok önemli bir takim organik bileşiklerin yapısında bulunur. Bitkide enerji transferi yapan ATP bu bileşiklerin en önemlilerindendir. Fosfor, bitkide genetik özellikleri belirleyen DNA `nın oluşumu için de gereklidir. Kısaca açıklanan bu nedenlerden ötürü fosfor, bitki besinleri arasında önemli bir yere  sahiptir.

 

Fosfor, bitkinin generatif organlarında diğer organlara göre daha çok  bulunur. Ayrıca fosfor bitkinin daha çok generatif gelişmesi üzerine etkili olan bir element olarak bilinir. Fosfor noksanlığından en

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

çok çiçek, meyve, tohum gibi generatif organlar zarar görür. Bununla birlikte fosfor noksanlığı bitkinin vegetatif gelişmesini de olumsuz etkiler. Fosfor noksanlığı olan bitkilerde büyüme geriler. Tahıllarda başaklanma olumsuz etkilenir. Meyve ağaçlarında sürgün ve tomurcuk oluşumu azalır. Tohum ve meyvenin kalitesi bozulur, olgunlaşma gecikir. Narenciye ve diğer meyve ağaçlarında olgunlaşmadan meyve dökümü görülür. Sebzelerde çiçeklenme azalır. Meyveler küçük kalır, kalitesiz olur.

 

 

Fosfor noksanlığında yapraklar genellikle normalden daha koyu yeşil renkli Birçok tek yıllık bitkilerin yaprak ve gövdesinde fosfor noksanlığında kırmızı, kırmızımsı mor renk meydana gelir. Kırmızı renk, fosfor noksanlığında antosiyanin oluşumunun artmasından kaynaklanmaktadır. Yapraklarda ve bazı bitkilerde, örneğin mısır bitki gövdesinde görülen kırmızı ve

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 kırmızımsı mor renk fosfor noksanlığının tipik belirtileri olup tanınması kolaydır. Meyve ağaçlarında fosfor noksanlığı yaşlı yaprakların kahve kırmızımsı kahverengine dönüşmesine ve erken döküme sebep olur.

 

 

Fosfor noksanlığı belirtileri önce yaşlı yapraklarda görülür. Genç yapraklar sağlıklı gibi görünmekte iseler de normalden daha küçük olurlar. Noksanlığın uzun sürmesi halinde yaşlı yapraklarda kahve renkli nekrozlar oluşur. Fasulye, patates ve pancar gibi bazı bitkilerde nekrotik lekeler siyah ve siyaha yakın renkte olmaktadır. Nekrotik oluşumlar daha çok yaprak kenarlarına doğru gelişir. Noksanlığın sürekli olması halinde yapraklar olur ve dökülür.

 

Domates bitkisi fosfor noksanlığına şiddetli reaksiyon verir. Yapraklar sert ve dik yapıda ve koyu yeşil veya mavimsi yeşil görünümdedirler. Yaprakların altında, damar boyunca kırmızımsı menekşe renk oluşumları görülür. Yapraklar geriye doğru kıvrılır. Yaşlı yapraklar sarıya döner, kahvemsi siyah lekeler oluşur ve erken ölürler. Gövde ince ve lifsi bir hal alır ve gövdede koyu menekşe lekeler oluşur. Çiçeklenme ve meyve umu zayıflar. Meyveler küçük ve sert bir yapıda olup olgunlaşmadan, vakitsiz sararır.

 

 

Hıyar bitkisinde yapraklar donuk koyu yeşil renkli ve küçük olurlar. Yapraklarda i zaman bronz renkli lekeler görülür. Solgun ve sarkık bir şekilde dururlar veya erken ölürler. Gövde kısa ve incedir. Meyveler donuk yeşil renkli ve bronz lekelidir. Yaşlı yaprakların ayasında, şeffaf görünümlü, kahverengi nekrozlar görülür, ve yaprak saplan kurur.

 

 

Marulda büyüme çok geriler. Bitki rozet, şeklinde bir görünüşe sahip olup, göbek durma geç olur veya hiç olmaz. Yapraklar koyu fakat cansız bir yeşil renkte ve bazen kırmızımsı menekşe renkli lekelidir. Yaşlı yapraklar sarımsı kahve renk alır ve erken ölür

 

Havuç yapraklan donuk yeşil renkli ve hafif menekşemsi lekeli olur. Gövde ince ­Yaşlı yapraklar soluklaşır ve erken ölür.

 

Turp bitkisinde bodur bir görüntü oluşur. Yapraklar donuk ve koyu yeşil olup yaprakların özellikle alt kenarlarında kırmızımsı menekşe renkli lekeler görülür. Yaşlı yaprakların kenarlarında yanmalar ve erken ölüm görülür. Kök gelişimi zayıftır.

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

Soğan yaprakların da fosfor noksanlığında donuk ve koyu yeşil renkli ve mavimsi kırmızı, menekşe rengi lekeli olur. Yaprakların ucundan alta doğru yeşil, sarı ve kahve renkli nekrotik lezyonlar dağılmış vaziyettedir. Yaşlı yapraklar siyahîmsi kahve renk alırlar ve ölürler.

 

Fasulye ve bezelye gibi baklagillerde yapraklar koyu yeşil ve mavimsi yeşil veya zeytuni yeşil renkli olurlar. Sert ve dik fakat zayıf bir yaprak sistemi vardır. Gövde ince; kısadır. Büyüme geriler. Çiçeklenme zayıftır, bakla ve tohum oluşumu azdır. Bezelye; yaşlı yapraklar kenarlarından sarararak ölürler. Fasulyede yaşlı yapraklarda kahvem siyah veya siyah lekeler oluşur ve erken ölürler.

 

Pamukta büyüme yavaşlar ve yapraklar koyu yeşil renk alırlar. Olgunlaşma gecikir. Dallanma az ve kısa olur. Çiçek ve koza sayısı azalır.

 

Patateste yaprak sistemi sert ve dik bir görünümdedir. Bitkide büyüme geriler ve cüce bir gövde oluşur. Özellikle yaşlı yapraklar yukarı doğru kıvrılır ve daha sonra yaprak kenarlarında nekrotik lezyonlar oluşur. Yapraklar normalden küçük olur. Yaşlı yaprak kahverengine döner ve erken döküm olur. Bazen yumrularda kahverengi lekeler olur.

 

Mısırda yaşlı yapraklarda ve gövdede kırmızı menekşe rengi değişimler görülür buna karşılık genç yapraklar koyu yeşil renkli olurlar. Yaşlı yapraklarda daha sonra kıvrılma görülür ve erken ölürler. Gövde ince olur olgunlaşma gecikir. Düzensiz taneli koçanlar oluşur.

 

Şeker pancarı ve yemlik pancarda fosfor noksanlığı etkisini çimlenme aşamasından itibaren gösterir, düzensiz bir çimlenme görülür. Gelişme geriler ve bitkiler normale göre kısa kalırlar. Buna karşılık yapraklar sert ve dik haldedirler. Bazı durumlarda yaprak sapları yatık, yere paralel dururlar. Yapraklar normalden küçük olurlar ve mor veya siya­hımsı kahve lekelerle kaplıdır. Yaprak kenarlarında nekrozlar oluşur. Yaşlı yapraklar sarımsı yeşile döner ve erken ölürler.

 

Tahıllarda kardeşlenme azalır. Gelişme zayıf olur, gövde kısa ve ince kalır. Yaprak­lar koyu yeşil ve mavimsi yeşil renktedirler. Yaprakların rengi azot fazlalığı varmış gibi bir izlenim verir. Yaşlı yapraklar, uçlardan başlayarak sararır, solar, kurur ve erken ölürler. Yapraklar sert fakat uçlan aşağı sarkıktır. Basaklar küçük, bazen morumsu kırmızı renkte olurlar.

 

Narenciye ağaçları canlı durmayan donuk yeşil bir yaprak sistemi oluştururlar. Yaşlı yapraklarda nekrozlar görülür ve erken dökülür. Çiçeklenme çok zayıftır. Meyve sayısı çok az, meyveler iri fakat eksi, kaba lifsi dokulu ve kalın süngerimsi kabukludur.

 

Elma ağaçlarında yapraklar küçük, koyu yeşil renkli, bronz veya mor lekeli olur­lar. Yaprak saplan kırmızımsı renkli olup dal ile bağlantıları dar ay yapacak şekilde dik dururlar. Seyrek bir yaprak sistemi vardır. Yaşlı yaprakların kenarlarında koyu kahve nekrozlar oluşur. Erken yaprak dökümü görülür. Çiçek ve meyve sayısı azdır. Meyveler küçük kalır ve olgunlaşmadan dökülür. Meyveler cansız donuk renkli, sert ve sık bir dokuya sahip olup, tatsızdırlar. Fosfor miktarı azota oranla aşırı fazla olduğu takdirde de meyve eti yine kaba dokulu olur.

 

Şeftali yaprakları fosfor noksanlığında yine öncelikle koyu yeşil olur, daha sonra bronz veya kahverengi lekeler oluşur, bu lekeler özellikle soğuk havalarda kırmızı veya mor renge döner. Yapraklar dik, noksanlığın ileri aşamalarında oldukça dar, mızrak şeklindedirler. Yaşlı yapraklar erken dökülür. Ağacın büyümesi geriler.

 

Diğer taş çekirdekli meyve ağaçlarında da fosfor noksanlığı ağacın büyümesini yavaşlatır. Yaprak sistemi koyu yeşil görünümlü, yaprak saplan ve genç sürgünler mor renklidir. Yaşlı yapraklarda bronzlaşır ve erken dökülür. 

 

Bağda fosfor noksanlığı koyu yeşil bir yaprak sistemi yaratır. Yapraklar sert, bozuk şekilli, siğil gibi kabarık benekli ve metalik bir parlaklığa sahiptirler. Yaşlı yapraklarda kenarlardan başlayan bronz veya mor nekrozlar görülür.

 

Çilek yapraklarında ince damarlardan başlayarak yaylan mavimsi yeşil ve koyu yeşil renk oluşur. Yapraklar aşağı kıvrık, kenarlarda kırmızı, ortalarda mor renkler vardır. Yaprak saplan koyu kırmızı renklidir. Yaprakların alt yüzeyinde orta ve yan damarlar mor görünümlüdür. Çiçeklenme zayıf, meyve az olur.                                                                                                                .

 

Tütün yapraklarında normalden koyu yeşil renk oluşurken yapraklar küçük ve dar olurlar. Alt yapraklarda hafif kırmızımsı ve siyahımsı kahve lekeler oluşur. Yaşlı yapraklarda solma görülür.

 

Fosfor Fazlalığı

Normal koşullarda fosfor fazlalığının bitkiler üzerindeki olumsuz etkileri daha çok dolaylı etkilerdir. Çünkü fosfat iyonlari toprakta silo bu şekilde tutulma özelliğine sahipler ve bu nedenle bitki bünyesine aynı yüksek miktarlarda fosfat iyonu girişi kolay rastlanan bir durum değildir. Bununla birlikte aynı miktarda verilen fosforlu gübreler, çinko demir gibi mikro element noksanlıklarına neden olurlar. Fosfor fazlalığı kalsiyum, bor, kir ve mangan noksanlıkları da yaratabilmektedir.

 

 


Potasyum (K) :
   Potasyum noksanlığında, büyüme mevsiminin başlangıcında yaprakta bir renk açılması, yaprak kenarlarında pek az sayıda nekrotik lekeler oluşur. Kuru havanın devamlılığına bağlı olarak nekrotik lekelerin sayısı, büyüklükleri, şekilleri değişerek artar. Yaprak kenarları yukarı veya aşağı kıvrılır. Yaz sonunda yaşlı yaprakların rengi mor, kahverengiden koyu kahverengiye döner (kara yaprak). Özellikle kuru mevsimlerde bu noksanlığa sık rastlanır (Şekil 65 ve 66).

sekil 065.gif (42487 bytes)                      sekil 066.gif (33852 bytes)                                                                                      

Şekil 65. Salkımda potasyum noksanlığı           Şekil 66. Yapraklarda potasyum noksanlığı.        

Bitkilerde potasyum noksanlığı kumlu, hafif tekstürlü topraklar üzerinde yetiştirilen bitkiler daha çok

http://www.getakimya.com/images/asma_bagda_potasyum_eksikligi_a_1.jpg

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 görülür. Potasyum noksanlığı bitkilerde hemen görülebilir simptomlar çıkarmaz. Önce büyüme oranında bir gerileme olur, ancak daha sonra kloroz ve nekrozlar görülür. Potasyum noksanlığı simptomları genelde önce yaşlı yapraklarda görülür. Çünkü noksanlık durumunda yeni oluşan genç yapraklar yaşlı yapraklardan potasyum desteği yapılmaktadır. Noksanlık belirtileri birçok bitkide önce yaprak kenarlarında ve uçlarında görülmeye başlar. Yaprak kenarları önce sararır, daha sonra bu kısımlarda renk koyu kahverengine döner. Bitkilerde potasyum noksanlığının çok şiddetli

http://www.getakimya.com/images/asma_bagda_potasyum_eksikligi_SAg_1.jpg

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 olması halinde bu kısımlar siyaha döner, ölür; kuruyarak dökülür. Özellikle meyve ağaçlarında yok tipik olarak görülen noksanlık belirtilerinde, yaprak kenarlarının anlatılan şekilde renk değişikliği gösterip ölmesine karşın, yaprağın geri kalan kısmı uzunca bir sure normal yeşil rengini ve görüntüsünü koruyabilmektedir. Bazı bitki türlerinde, örneğin üçgüllerde potasyum noksanlığı simptomları yaprak kenarlarında görülmeyip, yaprak üzerinde düzgün olmayan bir şekilde dağılmış nekrotik lekeler şeklinde görülür.


Bazı virutik hastalıklarla kuraklık gibi elverişsiz iklim koşullan da yukarıda anlatılan simptomlara benzer simptomlar yaratabilmektedir. Bu durumda simptomun potasyum noksanlığından ileri gelip gelmediğini anlamak için yaprak analizlerine

http://www.getakimya.com/images/domateste_potasyum_eksikligi_s_t_1.jpg

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 başvurulabilir.


Potasyum noksanlığı çeken bitkilerde turgor basıncı düşer ve su stresi olunca bitkiler gevşek dokulu bir hal alırlar. Kuraklığa ve dona karşı  dayanıklılık zayıflar. Aynı şekilde hastalık etmenlerine ve tuzlu toprak  koşullarına karşı bitkiler çok daha duyarlı olurlar. Bitki dokularında ve hücre organellerinde anormal gelişmeler görülür. Bitkide ksilem ve floem dokuların oluşumu geriler. Dokularda ligninleşme azalır. Bunun sonucu olarak potasyum noksanlığında gövde zayıflar.

Potasyum bitkilerde birçok kalite unsurunu etkileyen bir besin elementidir. Bu nedenle bitkilerde potasyum

http://www.getakimya.com/images/misirda_potasyum_eksikligi_ve_sonucu_1.jpg

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 noksanlığı bitkinin özelliğine göre çeşitli kalite bozulmalarına yol açar. Özellikle sebze, meyve, tütün ve lif bitkilerinde potasyum noksanlığı kalite özelliklerini çok olumsuz etkiler.

Domateste potasyum noksanlığında yapraklar genelde koyu yeşil renkli olup yaşlı yapraklar griye çalan yeşil renktedir. Yaşlı yapraklarda beyazımsı açık sarı noktalar halinde nekrozlar oluşur. Gövde ince, zayıf ve noksanlığın şiddetli olduğu durumlarda pek çok tarla domateslerinde ise daha az görülen lekeli olgunluk (blotchy ripening) potasyum noksanlığı ile ilgili bulunmakta ve potasyum uygulaması ile giderilmekte veya azaltılabilmektedir. Lekeli olgunluk (blotchy ripening) probleminin potasyum yetersizliği yanında, magnezyum yetersizliği ve kalsiyum fazlalığı ile ilgisi olduğu konusunda görüşler bulunmaktadır. Yapraklarda ve meyvede (K+Mg) / Ca oranı

 büyüdükçe lekeli olgunluğun azaldığını tespit etmişlerdir. Lekeli olgunluk (blotchy ripening) probleminin görülme sıklığının domates  çeşidi ile de yakından ilgisi bulunmaktadır.

Hıyar bitkisinde potasyum noksanlığında yapraklar damarlar civarında mavimsi yeşil renkte, yaprak kenarları ise bronza kayan renk değişimleri vardır. Genç yapraklar dalgalı bir hal alırlar. Nekrozlu yapraklar sarımsı kahve ve kahverengine döner ve kenarlardan başlayarak kuruma görülür. Meyve yumuşak ve gövde tarafı ince olur.

Marul bitkisinde yapraklar koyu yeşil ve bazen benekli olur. Yaşlı yaprakların uçlarından başlayarak yayılan

http://www.getakimya.com/images/muzda_potasyum_eksikligi_sa_1.jpg

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 lekeler şeklinde kloroz görülür. Antosiyan kapsamı yüksek olan çeşitlerin yaprak kenarları ve uçlarında renk morumsu kahveye döner. Bitki küçük ve gevşek olur, göbek doldurma zayıf olur.

Soğanda yaşlı yapraklar orta derecede klorozludur, solgunluk görülür ve erken ölürler. Bas oluşumu zayıf ve kalitesi düşük olur.

Pancar bitkisinde potasyum noksanlığında yapraklar mavimsi yeşil renkli ve aşağı doğru kıvrık olurlar. Damar aralarında sarıdan kırmızımsı kahveye kadar değişen tonlarda renk açılmaları olur. Renk değişiklikleri yaşlı yapraklardan ve yaprak kenarlarından başlayarak ilerler sonunda yapraklar solar ve ölürler.

http://www.getakimya.com/images/pamukta_potasyum_eksikligi_c1.jpg

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ



Patateste yapraklar koyu yeşil üzerinde metalik bronz renklidir. Bitki bodur ve çalımsı bir görüntü hal alır. Yaşlı yaprakların kenarlarında renk alır. Yaprak ayasında başlangıç da toplu iğne başı büyüklüğünde, kahve renkli lekeler görülür, bu lekeler daha sonra büyüyerek yaprak yüzeyini kaplar. Yapraklarda kıvrılmalar görülür. Patates yumrularının üzerinde siyah noktalar oluşur. Potasyum noksanlığı yumrunun iç kısmında da kahverengileşmeye neden olabilmektedir, ancak bunu bor noksanlığından ileri gelen ve kahverengi öz denilen problemle karıştırmamaya dikkat edilmelidir. Potasyum eksikliği patates yumrusunda kuru madde ve nişasta miktarının azalmasına neden olduğu gibi, aynıca potas eksikliği olan yumrularda kesildikten som-a, bir saat gibi kısa bir sure içinde

http://www.getakimya.com/images/pamukta_potasyum_eksikligi_s1.jpg

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 kararma başlamasına karşılık, potasyum beslenmesi tam olan bitkilerin yumrularında iki gün sonra dahi böyle bir durum görülmez.

Mısır bitkisinde potasyum eksikliği boğum aralarının kısalarak bitkinin bodur kalmasına neden olur ve ince bir gövde oluşur. Yaşlı yaprakların uç ve kenarlarında kloroz ve kuruma görülür. Kloroz zamanla yaprak içlerine ilerler. Koçanların uç kısımlarında gelişmenin zayıf olduğu dikkati çeker.

Pamuk bitkisinde potasyum eksikliği yaprak kenarlarında ve damar aralarında sarımsı yeşil lekelerle kendini belli etmeğe başlar. Bu bölgelerdeki hücreler olur ve yaprak sarımsı kahve, kırmızımsı kahve renkli bir görüntü alır. Yaprak kenarları ve uçları aşağı

http://www.getakimya.com/images/potasyum_eksikligi_m1.jpg

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 yukarı kıvrılır. Erken yaprak dökümü görülür. Kozalarda gayri muntazam bir oluşum görülür ve olgunlaşmadan dökülme olur. Lif kalitesi de olumsuz etkilenir. Normal olarak potasyum eksikliği yaşlı yapraklarda görülmesine karşılık, bazen genç yapraklarda da rastlanmaktadır.

Elma yapraklarının kenarlarında esmer ve kahve renkli kloroz oluşur ve bu bölgeler kurur. Buna karşılık yapraklar bu haliyle ağaç üzerinde çok uzun süre kalabilirler. Meyveler küçük ve soluk, kalın kabuklu olurlar. Seker miktarı az ve tadı ekşi olur.

Armut yaprakların sarımsı yeşil renkli olur ve tipik bir şekilde kıvrılma gösterirler. Yaprak kenarlarında potas

http://www.getakimya.com/images/potasyum_eksikligi_A_12.jpg

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 noksanlığının tipik belirtisi olan nekrozlar oluşur.

Kiraz, kaysı ve şeftali gibi taş çekirdekli meyve ağaçlarında potas noksanlığı yapraklarda kıvrılma ve kırmızımsı kahve lekelerle beliren simptomlara neden olur. Sürgün uçlarında ölme, zayıf çiçek ölçümü ve normalden küçük meyveler olur.

Narenciye çeşitlerinde yaprak kenarlarında sarımsı kahve renkli nekrozlar oluşur, geriye doğru kıvrılma ve olgunlaşmadan dökülme görülür. Meyveler normalden küçük, ince kabuklu ve asidik olurlar

Asma yapraklarında da yaprak kenarlarında sararma ve kahverengileşme görülür. Çiçeklenme zayıf meyve tutumu az ve meyveler ekşi olurlar.

Burada değinilmeyen diğer bitki türlerinde de potas noksanlığı genelde tarif edilene benzer simptomlarla kendini belli eder.

 

                                                                                                                                         
Mağnezyum (Mg) :
   Mağnezyum noksanlığı; ilkbaharda, küçük, kahverengi-yeşil lekelerin yaprak kenarlarında ve damarlar arasında görülmesiyle başlar. Sonra bu lekeler yaprak kenarına paralel,eliptik veya oval nekrozlar şeklinde birleşip bütünleşirler. Mevsim ilerledikçe damarlar arası dokuda renk açılmaları görülür (Şekil 67).

sekil67.gif (40463 bytes)

Şekil 67. Yaprakta mağnezyum noksanlığı.


Kalsiyum (Ca) :
   Kalsiyum noksanlığında, yaprak kenarlarında dar bir nekrotik alan görülür. Bu nekrotik alan zamanla yaprak sapına doğru ilerler. Yeni büyüyen salkımlar uçtan kurumaya başlar.

 

 

 


Demir (Fe) :
   Demir noksanlığında, ince damarların aralarındaki klorofil kaybı yaprak kenarlarından başlar, damar aralarında devam eder. Yapraklar kuruyup dökülebilirler. Verimin azalması söz konusudur (Şekil 68).

sekil 068.gif (48173 bytes)

Şekil 68. Asmada demir noksanlığı.

 

 

Manganez (Mn) :
   Manganez noksanlığı yaz başlangıcında alt sürgünlerin yapraklarının renklerinin açılması, daha sonra da damarlar arasında küçük, sarı lekelerin görülmesiyle başlar. Lekeler, mozaik benzeri bir desendedir ve en küçük damarlar ile sınırlıdırlar. Bu belirtiler güneş gören yapraklarda, görmeyenlere oranla daha belirgindirler. Yapraklarda deformasyon olmaz. Sürgünlerin, yaprakların, salkımın büyümesi etkilenir (Şekil 69).
sekil 069.gif (38693 bytes)

Şekil 69. Yaprakta manganez noksanlığı.


Çinko (Zn) :
   Çinko noksanlığında ilk belirti, küçük yaprakların kenarlarında keskin dişlerin görülmesidir. Yapraklar asimetriktir, yaprağın bir yanı diğerinden daha büyüktür. Damar araları açık yeşilden sarıya döner, kırmızı ve siyah çeşitlerde ise kızarır. Klorotik alanlar, sonradan nekrotik alanlara dönüşür. Salkımlarda taneler gevşek ve küçüktür. Bu durum verimi azaltır (Şekil 70 ve 71).

sekil 070.gif (27724 bytes)

sekil 071.gif (23879 bytes)

sekil 072.gif (35635 bytes)

Şekil 70. Yaprakta çinko noksanlığı.

Şekil 71. Salkımda çinko noksanlığı(Solda: Sağlıklı; Sağda: Çinko noksanlığı gösteren salkım).

Şekil 72. Sürgünde bor noksanlığı.

Topraklarda çinko miktarı çoğu kez küçük düzeydedir. Özellikle yüksek pH'a sahip ve kireç miktarı yüksek olan

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 topraklarda çinko oldukça düşük miktarlarda bulunur ve bunun  neticesinde de bu gibi topraklarda yetişen bitkilerde çinko noksanlığı görülür. Yıkanmış, asidik topraklarda da bitkiye yarayışlı çinko miktarı oldukça düşüktür. Aynı şekilde bu tip topraklarda yetişen bitkiler de çinko noksanlığı çekerler.

 

 

Fazla miktarda fosforlu gübrelemenin de çinko noksanlığı yarattığı bilinmektedir. Yüksek fosfat konsantrasyonu bitkide metabolik bozukluk yaratarak çinko noksanlığına sebep olmaktadır. Diğer bir ifade ile yüksek fosfat konsantrasyonu çinkonun fizyoloji yarayışlılığını etkilemektedir.

 

Toprağa fazla miktarda organik gübre uygulanmasının ardından bitkilerde çinko noksanlığı görülebilir. Bunun nedeni organik maddenin çinkoyu bağlayarak bitki köklerince alınmasını güçleştirmesidir.

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

Toprağın ıslaklık nedeniyle veya ağır tekstürlu olması nedeniyle yetersiz havalanması, düşük sıcaklık, su yetersizliği gibi faktörler de çinkonun hareket kabiliyetini olumsuz  etkileyerek, çinko noksanlığı yaratırlar.

 

Sayılan tüm bit nedenlerden ötürü, pratikte birçok durumda çinko noksanlığının önüne geçilmesi zordur. Bu gibi hallerde yapılacak uygun toprak ve yaprak gübrelemelerinden müspet sonuçlar elde edilir. Bitkilerde çinko noksanlığının tedavi edilmemesi durumunda bitkiler bundan büyük zarar görürler.

 

Bitkilerde çinko noksanlığı simptomları yapraklarda damarlar arasında kloroz şeklinde ortaya çıkar. Yapraklarda damarlar yeşil kalırken, damarlar arasında renk açık yeşil, sarı ve hatta beyaza döner. Çinkonun bitki bünyesinde

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

hareket kabiliyeti iyi olmadığından, noksanlık halinde yaşlı yapraklardan yeni oluşan yapraklara çinko taşınamaz. Bu nedenle de noksanlık belirtileri genç yapraklarda kendini belli eder Meyve ağaçlarında yaprak oluşumu olumsuz etkilenir. Sürgün uçlarında rozet teşekkülü görülür. Rozet oluşumu norm yapraklara göre 20 – 30 kere daha küçük, çok sayıda yaprağın sık bir şekilde bir arada toplanarak meydana getirdiği rozete benzer bir oluşumdur. Ağacın yaprak sistemi seyrekleşir. Tomurcuk sayısı azalır ve bazı tomurcuklar açılmadan kalır. Sürgünler ölür ve yapraklar erken dökülür. Genellikle yapraklarda 20 ppm düzeyinde çinko noksanlık sınırıdır.

 

 

Bitkilerde çinko noksanlığına özellikle meyve ağaçlarında sık rastlanır. En duyarlı meyve: turunçgiller ve şeftalidir. Tarla bitkileri ve sebzelerden mısır, soya, pamuk, patates, fasulye, soğan çinko noksanlığına duyarlı türlerdir.

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Lahana, havuç, marul, kereviz, bezelye ıspanak orta derecede duyarlı sebzelerdir. Buğdaygiller çinko noksanlığına duyarlı olmakla birlikte, çinko miktarı aynı derecede düşük olan topraklarda yetişen buğdaygil bitkilerinde yapılan çinko gübrelemesinden çok olumlu sonuçlar alınabilmektedir.

 

 

Bitkilerde çinko noksanlığında önemli bazı bitkilerde görülen simptomlar aşağıda tarif edilmiştir.

 

Buğdayda yaşlı yaprakların üst kısımlarında gayri muntazam klorozlu lekeler oluşarak, gayri muntazam bir ağ manzarası gösterir. Klorozlu bölgeler önce beyaza, sonra kahverengine döner. Daha sonra lekeler birleşerek tüm yaprağı kaplar ve yapraklar ölür. Genç yapraklar normal renkli fakat küçük kalmışlardır.

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

Mısırda genç yapraklarda açık yeşil renk ve orta damarın her iki yanında beyaz ve sarı renkli çizgiler seklinde bir görünüm vardır. Özellikle soğuk ve nemli havalarda bu görüntü daha bariz bir hal alır. Boğum araları kısalır ve bitki cücemsi bir görünüm alır.

 

Çeltik bitkisinde çinko noksanlığı yaygın bir biçimde görülür. Genç yaprakların or­ta damarları sarımsı yeşil bir renk alırlar. Bu renk değişimi yaprağın orta kısımlarında daha ­belirgindir ve uç kısma doğru azalır. Yaşlı yaprakların uç kısımlarında koyu kahve nekrotik lezyonlar oluşur. Gövde kısa kalır. Kardeşlenme olmaz.

 

Patateste çeşitler arasında çinko noksanlığına duyarlık bakımından önemli farklar vardır. Büyüme çok zayıflar. Yapraklar deforme olur ve grimsi kahve veya bronz renkli lekelerle kaplanır. Bu görüntüler Genç yapraklarda daha

RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN TIKLAYINIZ

 hâkim vaziyettedir. Yaprak ayaları çoğunlukla kalınlaşır. Noksanlığın Şiddetli olması halinde yaprak dökümü olur ve sonunda bitki ölür.

 

 

Şeker pancarında yeni çıkan yapraklar sarımsı yeşil renkli olurlar. Noksanlığın Demir olması halinde, yaprak ayası beyazımsı bir renk alırken, damarlar ve yaprak sapları bir süre yeşil renklerini korurlar. Bu görüntü pancarda beyaz leke hastalığı olarak adlandırılır. Sıcak, güneşli havalar bu simptomu artırır.

 

Pamuk da boğum araları kısalarak bitki bodur çalımsı bir görüntü alır. Klorotik leke­ler önce orta kısımlardaki tam olgunlaşmış yapraklarda, damar aralarında görülür. Daha sonra damarlar da etkilenerek, yaprak ayasını kırmızı lekeler kaplar. Yapraklar normale ­göre daha kalın olurlar. Olgunlaşmasını tamamlamış genç yapraklarda kahverengi lekeler vardır. Daha küçük yapraklar anormal şekilde kalın ve gevrektir ve kenarları yukarı ­doğru kıvrık vaziyettedir. Noksanlığın ileri devrelerinde yapraklar çok küçülerek rozet oluşumu görülür. Meyve tutumu azalır ve olgunlaşma gecikir.

 

Fasulye bitkisinde boğum aralarının kısalması neticesinde bitki bodur, çalımsı bir hal alır. Yapraklar açık yeşil - sarı renk alır. Çiçek dökümü olur. Baklalar küçük ve boştur. Soyadaki simptomlar da benzer şekildedir.

 

Sera salatalıklarında çinko noksanlığı şiddetli olumsuz etkiler yapar. Boğum arala­rının kısalması nedeniyle bitki küçük boylu kalır. Yaşlı yapraklar ağ şeklinde veya mozaik şeklinde lekeli, sarımsı yeşil renklidirler. Noksanlık ilerledikçe yapraklar tamamen sarıya veya sarımsı beyaza döner. Damarlar uzun süre yeşil renklerini korurlar. Yapraktaki kloroz, magnezyum ve mangan noksanlıklarından farklı olarak, daha az uniform bir görüntü sergiler. Bununla birlikte bu elementlerin noksanlık simptomları birbirlerine benzer. Genç yapraklar ve büyüme noktaları küçülerek rozet çeklini alırlar. Son çıkan yapraklar olağanüstü küçük, ok ucu gibi kalmışlardır. Orta yapraklar açık yeşil ve sarımsı ­yeşil yamalı bir görüntüdedirler. Çiçek sayısı az ve genellikle döllenmemiş durumdadır.

 

Domates bitkisinde boğum aralan incelmiş ve normalin yarısı veya üçte biri oranına kısalmıştır. Dolaysıyla bitki bodur görünümdedir. Yaşlı yaprakların kenarları bazen yukarı doğru kıvrık olur ve gayri muntazam dağılmış, sarımsı yeşil lekeli bir görüntüdedir. Klorozlu bölgelerde sonradan beyazımsı kahve ve kahve renkli nekrotik lezyonlar oluşur ve hızlı tüm yaprak yüzeyini kaplar. Takiben yaprak kurur ve ölür, portakal veya gri renkli görünüm almıştır. Başlangıçta damarlar etrafında dar bir şerit halinde yeşil alan kalır. Orta yapraklar oluşumundan itibaren küçüktür ve koyu yeşil renklidir, kenarları az çok yukarı doğru kıvrıktır. Yaprak sapına ucuna doğru, yaprak iyice daralır ve kıvrılır. Yapraklar normalden kalın ve gevrek bir yapıdadır. Yaprak ana damarlar bazen aşağı doğru kıvrılırlar. Bazen, yaprakların özellikle alt yüzeylerinde damar renkleri menekşe menekşemsi kahve renk alırlar. Yaprak tüylülüğü artar ve bunun neticesinde gümüşümsü gri yeşil bir renk sergilerler. Meyveler küçük kızarırlar.

Marul rozet şeklinde bir görüntü alır ve büyüme geriler. Yaşlı ve orta yapraklarda kenarlarda kahverengi lekeler, aralarda nice kağıt gibi sarımsı yeşil nekrotik lekeler oluşur. Sonraları bu nekrotik lekeler genişleyerek tüm yaprağı kaplar. Yaprakların ışık görmeyen kısımları yeşil ve sağlıklı kalırlar, ancak bitki genel görünüm itibariyle yanık bir manzara sergiler.

 

Meyve ağaçlarının hepsinde çinko noksanlığının tipik belirtisi, daralmış, küçülmüş yapraklar ve rozet oluşumudur. Bu ölçümün nedeni ise boğum araları uzunlukları oldukça kısalmış olmasıdır. Yaprak kenarları bazen dalgalı bir hal alırlar. Yaprak yüzeyin de damar kenarları yeşil kalmak üzere, damar aralarında sari mozaik şeklinde lekeler oluşur. Noksanlık çok şiddetli değilse sadece yaprakları etkiler, sürgün gelişimi normal devam eder. Ancak noksanlık şiddetli ise sürgün gelişimi tamamen durur. Sürgünlerde meyve tomurcuğu sayısı azalır veya tamamen yok olur. Taş çekirdekli meyvelerin meyve etlerinde kararmalar görülür.

 

Elma ağaçları çeşitlerine göre çinko noksanlığını duyarlık bakımından aralarında büyük farklılıklar gösterirler.

 

Turunçgil ağaçlarında noksanlığı en çok görülen besin maddesi çinkodur. Özellikle fosfor fazlalığı nedeniyle ortaya çıkan çinko noksanlığı, turunçgillerde çok yaygındır. Yapraklarda 25 ppm'in altında Zn bulunması halinde simptomlar görülür. Simptomlar, yeşil damarların etrafında gayri muntazam şekilli, sarı lekeler halinde kendini belli eder. Küçülmüş, daralmış ve klorozlu yaprak de metleri oluşur. Sürgünlerde boğum aralan çok kısalır. Bu görüntüler ağaçların güneye bakan yönlerinde daha yaygın olarak görülür. Meyveler susuz ve lezzetsiz olurlar.

 

Bağlarda da çinko noksanlığı yaygın olarak ortaya çıkmaktadır. Erken ilkbaharda oluşan yapraklar küçük, dar ve dişli olurlar. Damarlar arasında çok sayıda klorotik lekeler oluşurken damarların etrafında 1 - 2 mm genişliğinde bir bölge yeşil rengimi koru  Alt yapraklar yeşil kalır veya hafif klorozlu olurlar. Simptomlar sürgün uçlarına doğru daha şiddetli bir hal alırlar. Büyüme geriler, ana sürgünler çalımsı bir hal alırlar. Salkımlar seyrek ve üzüm taneleri küçük olur. Noksanlık şiddetli ise meyve çok az olur.

 

Çayda çinko noksanlığında yapraklar olağanüstü küçük, orak şeklinde kıvrık ve klorozlu olurlar. Daha çok sürgün uçlarında oluşan kloroz bahçeye sarı bir görüntü verir.

 

 

 

 

 

TURUNÇGİLLERDE ÇİNKO EKSİKLİĞİ

Hastalık Tanımı :
Fizyolojik bir hastalık olup genellikle kumlu, çakıllı, az nemli topraklarda çinko miktarının yeterince olmamasından ileri gelmektedir. Ayrıca yüksek asitli, ağır ve killi, fazla sulanan bahçelerde de görülmektedir.

 

Yaşayış :
Çinko noksanlığında; olgun yapraklarda, yaprağın orta ve yan damarları boyunca ve onların etrafında kuşak şeklinde yeşil bir renk görülür. Bu yeşil kısımların etrafı açık renklidir. Hastalık ilerledikçe bu kısımlar daha da açılır, sarıya hatta beyaza doğru renk değiştirir. Yaprakların şekilleri de değişir; küçük, dar sivri uçlu olurlar, rozetleşmeler görülür. Hastalığın ileri devrelerinde sürgünler ve küçük dallar vaktinden önce ölürler.

 

Kültürel Önlemler :
Hasta ağaçlarda meyveler küçük, kalın kabuklu, sularını yitirmiş bir durumdadırlar. Buna bağlı olarak verim de düşer.
1. Toprak ve iklim koşullarının uygun olmadığı yerlerde turunçgil plantasyonu kurulmamalıdır.
2. Dikim, sulama, gübreleme ve toprak işleme tekniğine uygun olarak yapılmalıdır.
3. Turunçgil ağaçları iyi bir bakım ile sağlıklı tutulmalıdır.
4. Kimyasal mücadele : Uygulamalar yaprak ve toprak analizlerine göre yapılır. püskürtme yoluyla çinko sülfat uygulanacak ise; %0.5 eriyiğinin yapraklarda herhangi bir yakma yapmaması için çinko miktarının yarısı kadar kireç(100 litre suya 500 g çinko sülfat + 250 g sönmemiş kireç) karıştırılmalıdır.

 

Bor (B) :
   İlk belirtiler, çiçek öncesinde sürgün ucuna yakın sülüklerin renk ve şekillerinin bozulması, nekrotik bir hal alıp kurumalarıdır. Çiçek salkımları ölür. Hızlı büyüme sezonunda başlangıçta sürgün büyümesinde bir artış gözlenirken kısa süre sonra büyüme durur. Bazılarının özlerinin nekrotik hal aldığı görülür. Yaprak sapları kısa, kalındır, üzerlerinde bazen uzunlamasına lezyonlar veya nekrotik oyuklar görülür. Mevsimin ilerlemesiyle, bor noksanlığı gösteren tomurcuklar kısa, çalımsı, steril sürgünler oluşturur. Bu durumda meydana gelen üzüm salkımları ve üzümlerin de gelişmesi etkilenir. Küçük, basık, çekirdeksiz taneler oluşur. Bazen meyve eti kahverengileşir. Asmanın kökleri kısalır, kalınlaşır, uzunlamasına yarıklar görülür. Bor noksanlığı asmanın büyümesini ve verimini önemli derecede etkiler.
    Aşırı borun bulunduğu durumlarda asmanın kökleri etkilenir. Genç yaprakların şekil-leri bozulur, yaşlı yaprakların uçlarında nekrozlar görülür. Ana sürgünlerin uç büyümeleri azalır. Böyle sürgünlerin ürünleri de zayıf ve kalitesiz olur (Şekil 72, 73, 74 ve 75).

 

sekil 073.gif (34432 bytes)

sekil 074.gif (34495 bytes)

sekil 075.gif (43354 bytes)

Şekil 73. Yaprakta bor noksanlığı

Şekil 74. Salkımda bor noksanlığı.

Şekil 75. Yaprakta bor noksanlığı.

 

Mücadelesi :
   Asmaların dengeli beslenmeleri ve gizli kalmış noksanlıklarının belirlenmesi için, yaprak ve toprak analizlerinin yaptırılması gerekir.

 

sekil 064.gif (44943 bytes)

sekil 065.gif (42487 bytes)

sekil 066.gif (33852 bytes)

Şekil 64. Asmada azot noksanlığı ve fazlalığı.

Şekil 65. Salkımda potasyum noksanlığı

Şekil 66. Yapraklarda potasyum noksanlığı.

 

sekil67.gif (40463 bytes)

sekil 068.gif (48173 bytes)

sekil 069.gif (38693 bytes)

Şekil 67. Yaprakta mağnezyum noksanlığı.

Şekil 68. Asmada demir noksanlığı.

Şekil 69. Yaprakta manganez noksanlığı.

 

sekil 070.gif (27724 bytes)

sekil 071.gif (23879 bytes)

sekil 072.gif (35635 bytes)

Şekil 70. Yaprakta çinko noksanlığı.

Şekil 71. Salkımda çinko noksanlığı(Solda: Sağlıklı; Sağda: Çinko noksanlığı gösteren salkım).

Şekil 72. Sürgünde bor noksanlığı.

 

 

BAĞ HASTALIKLARINA DÖN


Örnek Sokak 1a, 12345 Örnekşehir
+90 5333243193